Akupunktur kökeni Uzakdoğu uygarlıklarına dayanan ve mikroplardan arındırılmış madeni iğnelerin deriye batırılması ile gerçekleştirilen eski bir tedavi metodudur. Acus(iğne) ve puncture (batırma) kelimelerinin birleşmesiyle türemiş bir terimdir.

 

 

Son yıllarda yapılan araştırmalar bu tedavinin bilimsel temellere dayandığını göstermiştir. Fiziksel hastalıkların iyileştirilmesi, alışkanlık tedavileri, cerrahi işlemler sırasında anestezi gibi birçok alanda akupunkturdan yararlanılır. Dünya Sağlık Örgütü, akupunkturu bir çok hastalıkta tedavi yöntemi olarak onaylamıştır.

 

 

 

 

Kökeni ve Felsefesi

Akupunktur uygulamasının Uzakdoğu kökenli olduğu düşünülmektedir. Antik çağlardan bu yana uygulanan bu yöntemin temelinde Yin-Yang felsefi vardır. Yin-Yang felsefesine göre var olan her şey iki zıtlıktan meydana gelir ve evren bu iki zıt gücün sürekli etkileşimiyle dengelenir. Yin-Yang dengesi insan vücudunda da mevcuttur. Hastalıklar bu dengenin bozulması ile ortaya çıkar. Akupunktur tedavisinin amacı bu dengeyi sağlamak ve korumaktır.

 

 

 

 

Uygulanışı

Hasta öncelikle akupunktur uzmanı bir doktor tarafından muayene edilir ve tanı konulur. Daha sonrasında tedavi seanslarına başlanır. Seansların sayısı hastanın yaşına, rahatsızlığına ve ne kadar süredir rahatsız olduğuna bağlı olarak değişir. Tedavi sırasında özel metal (steril) iğneler kullanılır. İğnelerin uzunluğu 0.5-8 cm, kalınlıkları ise 0.16-0.5 mm arasında değişir. İğneler çok ince olduğu için batırıldığında acı vermezler. Uygulama sırasında yapılması amaçlanan, bu iğneler yardımıyla vücuttaki akupunktur noktalarını uyarmaktır. Akupunktur noktaları, vücuttaki enerji ağı üzerinden bulunduğu düşünülen noktalardır. Bu noktalar uyarıldığında beynin ilgili bölgesine sinyal gönderilerek tedavi için gereken salgıların doğal yolla salgılanması sağlanır.

 

Faydaları

 

 

 

  • Akupunkturun en bilinen faydası baş, bel ve romatizma ağrılarını kesici etkisidir.
  • Akupunktur tedavisi süresince alınan EEG’lerde kişinin beyin dalgalarının değiştiği görülmüştür. Bu sayede uykusuzluk, epilepsi gibi nörolojik hastalıkların tedavisinde akupunkturdan yararlanılır.
  • Vücuttaki hormonların dengeye gelmesine yardımcı olur.
  • Vücuttaki antikor, gamaglobülin gibi bağışıklığı sağlayan maddelerin miktarını arttırarak bağışıklık sistemini güçlendirir.
  • Beyindeki dopamin ve seratonin seviyelerini arttırarak psikolojik açıdan olumlu bir etki sağlar.
  • Bölgesel kan akımını arttırarak hücre yenilenmesini sağlar.
  •  

 

 

 

Akupunktur Türleri

Akupunkturun vücut, kulak, el ve kafa gibi çeşitleri vardır. Elektro akupunktur bu uygulamalarda kullanılabilir ve iğneli akupunktur tedavisini, temel alarak geliştirilmiştir. Elektro akupunktur, iğneler üzerinden hastaya uygulanır herhangi bir zararı yoktur. İğne akupunkturunun yaptığı tedaviyi hızlandırır. Elektronik akupunkturun yanında, vücuttaki akupunktur noktaları lazer, ultrason (ses dalgası) ,moksa (bölgeyi ısıtma amaçlı kullanılan bir bitki), masaj gibi yöntemlerle de uyarılabilir. Çünkü; akupunkturun amacı faydası olabilecek, herhangi bir yöntemle, akupunktur noktasını uyarmaktır.

 

 

 

 

Akupunktur kimler tarafından uygulanır?

 

 

 

1979 yılında Dünya Sağlık Örgütü(WHO) akupunktur tedavisini bilimsel bir yöntem olarak kabul etmiş ve fayda sağladığı tıbbi durumların bir listesini yapmıştır. Bugün İngiltere, Fransa, Almanya, Avusturya gibi birçok batı bölgesinde akupunktur eğitimi tıp fakültesi bünyesinde verilmektedir. Ülkemizde de 1991 yılında çıkarılan bir yönetmelik ile tedavinin uygulama koşulları ve uygulayacak kişilerin özellikleri belirlenmiştir. Akupunktur, Sağlık Bakanlığı’dan onaylanmış sertifikalı tıp doktorları tarafından uygulanabilir.